1.perde ( Evliliğe Giden Yolun Koordinatları )
Nasihat eden ya da gerektiğinde alan herkes gibi
Nasıl olduğunu iyi becerirdi Belgin
Bol keseden öğüt vermenin
Borsa değeri kuru bir teşekkürdür oysa öğüdün
Ne ki kadınlar sevmez sonu olmayan devinimleri
Susmak egoistliktir hani
( Varsa eğer söylemekten çekindiği birisi )
Belgin de kurtarmak için bahrinin kaderini
İnce eleyip sık dokuduktan sonra
( Dengeli bir yaşam için en sağlam yol evliliktir ya )
O da evlenmesini önerdi arkadaşına
Bir dişiden daha maharetlisi yoktur çünkü
Şunu – buna
Bunu – ona
Uygun görüp baş göz etme konusunda
Söz konusu olan oğlu ya da kızı
Ya da çok güvendiği bir arkadaşıysa
Hangi insanoğlu evlilik hayalleri kurmamıştır ki
En romantik yemek ve aşk sahneleri ki,
Dönüşüverir birden hatırlanınca komediye
Ya da Şhakespeare’in trajedilerine
Hatırı sayılır bir mirasın tek sahibiydi Bahri
Soyağacının son üyesiydi ki
Uygun bir kız bulup evlenmezse
Adı da - sanı da
Yok, olup gidecekti tarihin derinliklerinde
Hem de onca gelin adayı varken çevrede
İçlerinden birini seçip almak kalıyordu geriye
Kimilerinin “ Fırsatçı bir mirasçı ”
Kimilerinin “ Daha gözü açılmamış “ dediği
Ne var ki belgin,
Sonu gelirse bir gün bu evliliğin
Yüklü bir nafaka ödeyecek denli
Varlıklı biri olduğunu tespit etmişti bahri’nin
İyi ama bu şanslı gelin kimdi?
Bir sürü kız vardı listede
Hepsi de birbirinden şahane
Mesela Baharatçı Reşat’ın kızları
Üçü de karşı konulmaz eş adaylarıydı
Albüm gibiydi belgin bu konuda
Sayfaları açıldığında…
Çıkardı hanım kızların fotoğraflarını bir bir ortaya
Bir de Çekik Gözlü Hatice vardı onların arasında
Bulutsuz bir gökyüzü gibi berrak hani
Kremalı pastaydı sanki tatlılığı
Gerçi kreması alınınca…
Yalnızca bir kek kalırdı ya ortada
Ne fark eder ki bu sonunda
Aşk kışkırtıcıdır, evliliklerse tüketici
Söylemeden geçemem
Bir de Fuat Bey’in kızı Funda vardı
Bayılırdı üniforma giymiş subaylara
Öyle bir isteklisi çıkmayınca…
( Kıtlık mı çıkmış nedir )
O da razı oldu bir iş adamına
Evlenmiş birini niye anlatıyorum ki
( Onca bekâr kız varken gökteki parlak yıldızlar gibi )
Bu tarife uygun düşen biri mi? - vardı tabi
Usta bir çömlekçinin elinde yoğrulan
Şeklini henüz almamış su testisiydi o
İnce, zarif ve kırılgan
Soylu, zengin ancak yetimdi
Babaannesinin elinde büyümüş bir çocuktu ya,
Yine de yüzünde bir yalnızlık havası okunurdu
Korku egemendi gözbebeklerinin ardında
Kendini çevreleyen insanlardan biraz uzak
Sanki akranlarından ayrı bir kulvarda
Ne garipti bunu görmek…
Güler adında genç bir kızda
Nedense belgin, es geçiyordu o’nu birden
Silmişti bile önermek için albümünden
Asil ve varlıklı oluşunun,
İncelediğimiz güzeller içinde
Onu zirveye taşımasına karşın;
Hem fiziği de mükemmeldi sonra
Şaşırtmıştı bahri’yi böylesi bir dışlama
Tıpkı bazı belediyelerin bazı heykellere
Koyduğu yasağın vatandaşı şaşırttığı gibi
Bu şaşkınlığını bir soruyla dışa vurduysa da Bahri
Sorusuna ancak daha keskin bir soruyla yanıt buldu
( Yarı şaka yarı ciddi )
“ Kendine eş olarak seçebildiğin kız bu mu?”
Bahri yanıtladı hemen ve o an bir sessizlik oldu
( Güler’in de kendisi gibi kutsalı yoktu )
Kafa dengi bir adaydı bu yüzden de
( Kafasındaki gerçek neden tam olarak bu değilse de )
Belki de sesini kessin diye – kim bilir
Ne ki, akıl hocalığı yapmayı iş edinmiş Belgin,
Aldı sazı burada eline ve sıraladı
İleride doğabilecek sorunları dili döndüğünce
Uzun – uzun ya da özetle
Varılacak yere gelindiğinde
Yolun ne önemi kalır ki
Belgin’in onay vermeyen bu önyargısının nedeni neydi?
Üstü örtülü bir olumsuz tavır sergilemişti
Masum ve her şeyden habersiz bir varlığa karşı
Güzelliği ve zarafeti de cabası
Sanırım bu kompleksin güzellikle bir ilgisi yoktu
Zaten kendine has bir özgüveni vardı Belgin’in
İnsanların bazen tuhaf kaprisleri olur
Nedenleri burada açıklayamayacağım kadar çoktur
Güler’in o çocuksu ve gururlu bakışlarını mı sevmedi Belgin?
Oysa kısa süreli bir yolcuydu o
Dalgalı denizlerinde yol alan soyluluk ve gençliğin
Varlığından rahatsız olmak da değildi bu
Belgin rahatsız olamazdı kimsenin nefesinden
Aklı ve konumu böyle bir duygudan uzak tutardı kendisini
Nedensiz bir nefret hiç olamazdı
İnsanlığın baş edemediği duygulardan bir tür kaçmaydı
Ne olduğunu söylemek daha zor
Ne olmadığını söylemekten bu duygunun
1. perdenin sonu
Onur Sezgin 20- 1- 2008
2. perde ( Evliliğe Giden Yolun Koordinatları )
Bir mızmızın bile iştahını kabartacak
Davet yemekleri vardı şimdi masalarda
( Devamını "Shakespeare'in Söylemediği Koordinatlar" adlı kitabımdan okuyabilirsiniz ..saygılarımla...)
Onur Sezgin