MİSTİK DÜŞÜNCE
Geleneksel mistizm derin düşünceye dayanıp; zamanın gerçek dışı olduğuna inanarak tembel bir insan felsefesi meydana getirir. Mücadele, eylem, direniş gibi kavramlar söz konusu olmaktan çıkınca kişiler artık kendini derin düşünceye bırakır. Çok geçmeden dünyanın günlük işlerinden kaçarak her türlü eylemin yararsız olduğu düşüncesini yaymaya başlar. Ne de olsa mistik aydınlanmanın başlangıcı, “ruhun karanlık gecesidir.” Bu da insanın günlük işlerden uzaklaştığı ve onlara olan ilgisinin azaldığı zamanlarda ortaya çıkar.
Mistik, genel olarak mizaç bakımından hareketli, ancak hareketsizliğe zorlanmış olan kişidir. Devrimci de mizaç yönünden hareketsiz, ancak eyleme romantik bir hayranlık duyan kişidir. 1914 öncesinde dünya böyle insanlarla ”kırık kalpler yuvası” insanlarla doluydu. ...........( Devamını "Bir Midye Kalleşliğe Uğramış Olabilir mi?" adlı kitabımdan okuyabilirsiniz ..saygılarımla...)
Onur Sezgin
1.perde 2.kısım “ Bu Bir Rüya Olmalıydı “
Olağan üstü bir eğlence yerinde
Derin bir sessizlik vardı
Neresi olduğunu söylemesem de
Tahmin edebilirsiniz herhalde
Rengârenk ışıklar yanıp sönüyordu
Odadaki güzellerin üstüne
Hayaletler bile öyle sessiz yürüyorlardı ki
Ayak parmaklarının üzerlerinde
Ölüler âleminde yaptıklarının tam tersine
Herhalde kurtlarını döküp, sonra döneceklerdi
Yaşadıkları enkazın en kuytu köşelerine
Neyse, biz dönelim orda olanlara
Hani şu
1.Perde 2.Kısım “ İnsan Ruhu Neden Ölümsüz Değil? “
Kimi ahlâk tacirleri zevk duyarlar
Söylemekten benim inançsız biri olduğumu,
Gizleyerek kendilerini ve isimlerini
Hodri meydan diyorum onlara
Cennete gitmenin en kısa yolunu bulmaya
Bakalım kim daha iyi biliyormuş diye
Bunu herkes anlaya
Benim mihrabım tabiattır,
Özgürce akan bir ırmak,
Onu eriyen karlarıyla besleyen dağlar,
Dökülebilmesi için kucak açan denizlerdir,
Gündüz doğan güneş, gece parlayan yıldızlardır,
O sonsuz boşluktan yayılan her şeydir ki,
Odur her şeyi veren ve geri alacak olan
.......( Devamını "Bir Midye Kalleşliğe Uğramış Olabilir mi?" adlı kitabımdan okuyabilirsiniz ..saygılarımla...)
Onur Sezgin
Bütün bunlar hayal ürünü müdür yoksa?
Zaman eğri, mekân eğri
İnsan ruhu neden ölümsüz değil?
Ah! Hiç bir şey yok olmazken
Birileri yas tutuyor, kesinlikle!